Ana sayfaya dönüş

SANAT, EDEBİYAT VE POLİTİKA ÜZERİNE (05/2014)

 

 

Sanat ve edebiyatın, politika ile olan  ilişkileri üzerinde durmak istiyoruz.

Sanat ve edebiyatın, politika ile ilişkilerini doğru olarak belirleyip açıklayabilmek için, her şeyden önce, sanat, edebiyat ve politikanın toplumsal yapıdaki yerlerini doğru olarak belirlemek gerekir.

Bir toplumun yapısında, üretim güçlerinin belli bir gelişme düzeyine uygun olarak oluşan ve varolan üretim ilişkileri, bu toplumun maddi ekonomik altyapısını oluşturur. Toplumsal maddi ekonomik altyapı üzerinde ve  ona uygun olarak oluşan toplumsal düşünceler ve bu toplumsal düşüncelere uygun düşen kurumlar, kuruluşlar da, bu toplumun toplumsal üstyapısını oluşturur.

Bir toplumda, toplumsal üstyapı, toplumsal maddi ekonomik altyapıyı yansıtır. Toplumsal üstyapıdaki toplumsal düşünceler ve bu toplumsal düşüncelere uygun düşen kurumlar, kuruluşlar, toplumsal maddi ekonomik altyapıyı oluşturan üretim ilişkilerinin toplumsal üstyapıya yansımasıdır.

Toplumlarda, üretim güçlerindeki gelişme ve değişmelere bağlı olarak toplumsal maddi ekonomik altyapıyı oluşturan üretim ilişkilerinde meydana gelecek gelişme ve değişmeler, toplumsal üstyapıdaki toplumsal düşüncelerin ve onlara uygun düşen kurumların, kuruluşların gelişme ve değişmelerini de belirler.

Sınıfsız bir toplumda, üretim ilişkilerinin oluşturduğu toplumsal maddi ekonomik altyapı, tüm toplumun çıkarlarına uygun düşer ve tüm toplumun çıkarlarına hizmet eder. Bu sınıfsız toplumda, toplumsal üstyapıyı oluşturan toplumsal düşünceler ve bu toplumsal düşüncelere uygun düşen kurumlar, kuruluşlar da, tüm toplumun toplumsal düşünceleri, tüm toplumun kurumları, kuruluşlarıdır. Tüm toplumun çıkarlarına uygun düşer, tüm toplumun çıkarlarına hizmet eder.

Sınıflı toplumlarda, toplumsal gelişmenin belli bir döneminde, üretim güçlerinin belli bir gelişme düzeyine uygun olarak oluşan ve varolan üretim ilişkilerinin oluşturduğu toplumsal maddi ekonomik altyapı ve bu toplumsal maddi ekonomik altyapı üzerinde ona uygun olarak oluşan, onun tarafından belirlenen toplumsal düşüncelerin ve onlara uygun düşen kurumların, kuruluşların oluşturduğu toplumsal üstyapı, sınıfsal karakterlidir. Sınıflı toplumlarda, toplumsal maddi ekonomik yapıyı oluşturan üretim ilişkilerindeki sınıflararası ilişkiler, toplumsal üstyapıya da yansır. Toplumsal üstyapıdaki toplumsal düşünceler ve bu toplumsal düşüncelere uygun düşen kurumlar, kuruluşlar, toplumsal maddi ekonomik altyapıdaki sınıflararası ilişkilerin toplumsal üstyapıya yansımasıdır.

Sınıflı toplumlarda, egemen toplumsal temel sınıf, varolan toplumsal maddi ekonomik altyapıyı oluşturan üretim ilişkilerinin ve bu toplumsal maddi ekonomik altyapıya göre oluşan toplumsal üstyapıdaki toplumsal düşüncelerin ve bunlara uygun düşen kurumların, kuruluşların, tüm toplumun çıkarlarına uygun olduğunu, tüm toplumun çıkarlarına hizmet ettiğini iddia eder. Toplumsal maddi ekonomik altyapının ve toplumsal üstyapının sınıfsal karakterini  inkar eder, gizlemeye çalışır.

Gerçekte, sınıflı toplumlarda, üretim ilişkilerinin oluşturduğu toplumsal maddi ekonomik altyapı, bu toplumda egemen olan toplumsal temel sınıfın sınıfsal çıkarlarına uygun ve onun sınıfsal çıkarlarına hizmet eder. Bu sınıflı toplumlarda, toplumsal üstyapıda egemen olan sanat, edebiyat, politika, hukuk, ahlak, din, felsefe, politik ideoloji gibi egemen toplumsal düşünceler ve bu egemen toplumsal düşüncelere uygun düşen devlet, politik partiler ve politik kuruluşlar, üniversiteler, okullar gibi kurumlar, kuruluşlar da, egemen toplumsal temel sınıfın sınıfsal çıkarlarına uygun ve onun sınıfsal çıkarlarına hizmet ederler.

Demek ki, sınıflı toplumlarda, toplumsal üstyapıdaki egemen toplumsal düşünceler ve onlara uygun düşen kurumlar, kuruluşlar; egemen toplumsal temel sınıfın toplumsal düşünceleri, egemen toplumsal temel sınıfın kurumları, kuruluşlarıdır. Toplumsal üstyapıda egemen olan toplumsal düşünceler ve onlara uygun düşen kurumlar, kuruluşlar, egemen toplumsal temel sınıfın sınıfsal çıkarlarına hizmet ederler.

Sınıflı toplumlarda, toplumsal üstyapıda, egemen toplumsal temel sınıfın toplumsal düşüncelerinin ve bu toplumsal düşüncelerine uygun düşen kurumlarının, kuruluşlarının yanında;  sömürülen ve baskı altında olan diğer toplumsal temel sınıfın da, kendi basını, edebiyatı, sanatı, ahlakı, felsefesi, politikası, politik ideolojisi gibi toplumsal düşünceleri  ve bu toplumsal düşüncelerine uygun düşen kendi politik partisi ve politik kuruluşları, sendikaları, meslek kuruluşları,  kültür kurum ve kuruluşları gibi kurumsal örgütlenmeleri varolur. Sömürülen ve baskı altında olan toplumsal temel sınıfın toplumsal düşünceleri ve bu toplumsal düşüncelerine uygun düşen kurumları, kuruluşları da; sömürülen ve baskı altında olan toplumsal temel sınıfın sınıfsal çıkarlarına hizmet ederler.

Sınıflı toplumlarda, egemen toplumsal temel sınıf, toplumsal maddi ekonomik altyapının kendisine sağladığı ekonomik güç ve bu maddi ekonomik altyapı üstünde ona uygun olarak oluşan, onun tarafından belirlenen toplumsal üstyapıdaki egemen sanat, edebiyat, politika, hukuk, ahlak, din, felsefe, politik ideoloji gibi egemen toplumsal düşüncelerin ve bu egemen toplumsal düşüncelere uygun düşen devlet, politik partiler ve politik kuruluşlar, üniversiteler, okullar gibi kurumların, kuruluşların sağladığı güçle, bir taraftan sınıfsal çıkarlarına hizmet eden mevcut toplumsal maddi ekonomik altyapıyı ve bu maddi ekonomik altyapı üstünde oluşan ve ona uygun düşen toplumsal üstyapıyı korumak ister;  diğer bir taraftan da, varolan toplumsal maddi ekonomik altyapıyı ve ona uygun düşen toplumsal üstyapıyı değiştirip kendi sınıfsal çıkarlarının gerektirdiği toplumsal maddi ekonomik altyapıyı ve ona uygun düşen toplumsal üstyapıyı kurmak  için kendisine karşı ideolojik, politik ve ekonomik savaşım veren sömürülen ve baskı altında olan diğer toplumsal temel sınıfı ve yan sınıfları baskı altında tutar.

Sınıflı toplumlarda, sömürülen ve baskı altında olan diğer toplumsal temel sınıf da, kendi basını, edebiyatı, sanatı, ahlakı, felsefesi, politikası, politik ideolojisi gibi toplumsal düşünceleri ve kendi politik partisi ve politik kuruluşları, sendikaları, meslek kuruluşları,  kültür kurum ve kuruluşları gibi toplumsal düşüncelerine uygun düşen  kurumsal örgütlenmelerinin yardımı ile egemen toplumsal temel sınıfın sınıfsal çıkarlarına uygun düşen toplumsal maddi ekonomik altyapıyı ve toplumsal üstyapıyı değiştirmek ve onun yerine kendi sınıfsal çıkarlarının gerektirdiği toplumsal maddi ekonomik altyapıyı ve bu maddi ekonomik altyapıya uygun düşen toplumsal üstyapıyı kurmak ister. Bu amacını gerçekleştirmek için, egemen toplumsal temel sınıfa karşı ideolojik, politik ve ekonomik savaşım yürütür.

Toplumların yapısındaki, toplumsal üstyapı,  sadece, toplumsal maddi ekonomik altyapı tarafından belirlenen ve etkilenen değildir. Toplumsal üstyapı da, toplumsal maddi ekonomik altyapıyı ve maddi ekonomik altyapıdaki gelişmeleri, değişmeleri etkiler. Etkileşim karşılıklıdır. Bu karşılıklı etkileşimde, toplumsal maddi ekonomik altyapının belirleyici olduğu unutulmamalıdır.

Sınıflı bir toplumda, toplumsal üstyapıda, egemen olan sanat, edebiyat, politika, politik ideoloji, hukuk, ahlak, din, felsefe gibi egemen toplumsal düşünceler ve devlet, politik partiler ve kuruluşlar, üniversiteler, okullar gibi bu egemen toplumsal düşüncelere uygun düşen kurumlar, kuruluşlar; gerek kendi aralarında birbirleri ile, gerek toplumsal maddi ekonomik altyapı ile ve gerekse sömürülen ve baskı altında olan diğer toplumsal temel sınıfın toplumsal düşünceleri ve bu toplumsal düşüncelerine uygun düşen kurumları,  kuruluşları ile çeşitli biçimlerde bağlantı içinde olup, sürekli olarak karşılıklı etkileşim halindedirler. Toplumsal üstyapıda egemen olan toplumsal düşüncelerden ve egemen kurum ve kuruluşlardan, devlet, hukuk, politik partiler ve kuruluşlar, politik düşünceler, politik ideoloji gibi bazıları, toplumsal maddi ekonomik altyapı ile doğrudan doğruya yakından bağlantılıdırlar;toplumsal maddi ekonomik altyapıyı ve buradaki gelişme ve değişmeleri doğrudan doğruya yakından etkilerler. Bu egemen toplumsal düşüncelerden, egemen kurum ve kuruluşlardan, felsefe, din, ahlak, sanat, edebiyat gibi diğer bazıları ise, toplumsal maddi ekonomik altyapı ile dolaylı olarak uzaktan bağlantı halindedirler; toplumsal maddi ekonomik altyapıyı ve buradaki gelişmeleri, değişmeleri dolaylı olarak uzaktan etkilerler.

Sınıflı bir toplumda, sömürülen ve baskı altında olan diğer toplumsal temel sınıfın, toplumsal  üstyapıda varolan, kendi basını, edebiyatı, sanatı, ahlakı, felsefesi, politikası, politik ideolojisi gibi toplumsal düşünceleri  ve bu toplumsal düşüncelerine uygun düşen  kendi politik partisi ve politik kuruluşları, sendikaları, meslek kuruluşları,  kültür kurum ve kuruluşları gibi kurumsal örgütlenmeleri de, gerek kendi aralarında birbirleri ile, gerek varolan toplumsal maddi ekonomik altyapı ile ve gerekse egemen toplumsal temel sınıfın egemen toplumsal düşünceleri ve bu egemen toplumsa düşüncelerine uygun düşen kurumları, kuruluşları ile çeşitli biçimlerde bağlantı içinde olup, sürekli olarak karşılıklı etkileşim halindedirler. Sömürülen ve baskı altında olan toplumsal temel sınıfın toplumsal düşüncelerinden ve bu toplumsal düşüncelerine uygun düşen  kurumlarından, kuruluşlarından, kendi politik partisi ve politik kuruluşları, politik düşünceleri, politik ideolojisi, sendikaları gibi bazıları, toplumsal maddi ekonomik altyapı ile doğrudan doğruya yakından bağlantılıdırlar; toplumsal maddi ekonomik altyapıyı ve buradaki gelişmeleri, değişmeleri doğrudan doğruya ve yakından etkilerler. Bu toplumsal düşüncelerinden, kurum ve kuruluşlarından, kendi sanatı, edebiyatı, ahlakı gibi diğer bazıları ise, varolan toplumsal maddi ekonomik altyapı ile dolaylı olarak uzaktan bağlantılıdırlar; toplumsal maddi ekonomik altyapıyı ve buradaki gelişme ve değişmeleri dolaylı olarak uzaktan etkilerler.

Sınıflı bir toplumda, toplumsal üstyapıdaki, gerek egemen toplumsal temel sınıfın sanatı, edebiyatı ve politikası ve gerekse  sömürülen ve baskı altında olan diğer toplumsal temel sınıfın sanatı, edebiyatı ve politikası; gerek egemen toplumsal temel sınıfın ve gerekse sömürülen ve baskı altında olan toplumsal temel sınıfın diğer tüm toplumsal düşünceleri ve bu toplumsal düşüncelerine uygun  düşen kurumları, kuruluşları gibi, toplumsal üstyapıyı oluşturan ideolojinin şekilleridir. Oluşmaları, toplumsal maddi ekonomik altyapı tarafından belirlenir. Gelişme ve değişmeleri de, bu  toplumsal maddi ekonomik altyapıdaki gelişme ve değişmelere göre gerçekleşir, bu gelişme ve değişmeler tarafından belirlenir.

Toplumsal üstyapıdaki, gerek egemen toplumsal temel sınıfın sanatı, edebiyatı ve politikası ve gerekse  sömürülen ve baskı altında olan diğer toplumsal temel sınıfın sanatı, edebiyatı ve politikası; sadece, toplumsal maddi ekonomik altyapı tarafından belirlenen ve etkilenen değildir. Toplumsal üstyapıdaki, gerek egemen toplumsal temel sınıfın, gerekse sömürülen ve baskı altında olan toplumsal temel sınıfın diğer tüm toplumsal düşünceleri, kurumları, kuruluşları gibi, onlar da, toplumsal maddi ekonomik altyapıyı ve buradaki gelişmeleri, değişmeleri etkilerler. Etkileşim karşılıklıdır. Bu karşılıklı etkileşimde, toplumsal maddi ekonomik altyapının belirleyici olduğu unutulmamalıdır.

Demek ki,  sınıflı toplumlarda, toplumsal üstyapıda egemen olan sanat, edebiyat ve politika; hem birbirleri ile, hem diğer egemen toplumsal düşüncelerle ve onlara uygun düşen kurumlarla, kuruluşlarla, hem toplumsal maddi ekonomik altyapı ile, hem de sömürülen ve baskı altında olan diğer toplumsal temel sınıfın toplumsal düşünceleri ve bu toplumsal düşüncelerine uygun düşen kurumları, kuruluşları ile çeşitli biçimlerde bağlantı içinde olup, sürekli  karşılıklı etkileşim halinde bulunurlar. Egemen toplumsal temel sınıfın sanatı ve edebiyatı, toplumsal maddi ekonomik altyapı ile dolaylı ve uzaktan bağlantılıdır; toplumsal maddi ekonomik altyapıyı ve buradaki gelişmeleri, değişmeleri dolaylı olarak uzaktan etkiler. Politikası ise, toplumsal maddi ekonomik altyapı ile doğrudan doğruya ve yakından bağlantılıdır; toplumsal maddi ekonomik aktyapıyı ve buradaki gelişmeleri, değişmeleri doğrudan doğruya yakından etkiler.

Demek ki, sınıflı toplumlarda, sömürülen ve baskı altında olan  toplumsal temel sınıfın, , toplumsal üstyapıda varolan kendi  sanatı, edebiyatı ve politikası da, hem kendi aralarında birbirleri ile, hem sömürülen ve baskı altında olan bu toplumsal temel sınıfın diğer toplumsal düşünceleri ve bu toplumsal düşüncelerine uygun düşen kurumları, kuruluşları ile, hem varolan toplumsal maddi ekonomik altyapı ile, hem de varolan bu toplumsal maddi ekonomik altyapıya uygun düşen toplumsal üstyapıdaki egemen toplumsal düşüncelerle ve onlara uygun düşen kurumlarla, kuruluşlarla,  çeşitli biçimlerde bağlantı içinde olup, sürekli olarak karşılıklı etkileşim halindedirler. Sömürülen ve baskı altında olan toplumsal temel sınıfın, kendi sanatı, edebiyatı, toplumsal maddi ekonomik altyapı ile dolaylı ve uzaktan bağlantılıdır; toplumsal maddi ekonomik altyapıyı ve buradaki, gelişmeleri, değişmeleri dolaylı olarak uzaktan etkilerler. Politikası ise, toplumsal maddi ekonomik altyapı ile doğrudan doğruya ve yakından bağlantılıdır; toplumsal maddi ekonomik altyapıyı ve buradaki gelişmeleri, değişmeleri doğrudan doğruya ve yakından etkiler. 

Buraya kadar,  sınıfsız ve sınıflı toplumlardaki toplumsal yapıyı; sanat, edebiyat ve politikanın bu toplumsal yapıdaki yerlerini; sanat, edebiyat ve politikanın hem kendi aralarında biribirleri ile, hem toplumsal üstyapıya ait diğer tüm toplumsal düşünceler ve onlara uygun düşen kurumlarla, kuruluşlarla, hem de varolan toplumsal maddi ekonomik altyapı ile sürekli ilişki içinde ve karşılıklı etkileşim halinde olduklarını açıklamaya çalıştık.

Şimdi, bu ilişkiler içinde ve karşılıklı etkileşimde; sanat, edebiyat ve politikanın etkinliklerini, bunlar arasında belirleyici olanı etkeni, araştırmaya ve açıklamaya çalışacağız.

Yukarıda açıklamaya çalıştığımız gibi, sınıflı bir toplumda, egemen toplumsal temel sınıf, toplumsal maddi ekonomik altyapıyı oluşturan varolan üretim ilişkilerini ve bu üretim ilişkilerine uygun düşen toplumsal üstyapıyı, bu toplumsal üstyapıyı oluşturan sanat, edebiyat, politika, hukuk, ahlak, din, felsefe, politik ideoloji gibi toplumsal düşüncelerin ve onlara uygun düşen devlet, politik partiler ve politik kuruluşlar, üniversiteler, okullar gibi kurumlar ve kuruluşların yardımı ile korumak ister. Sömürülen ve baskı altında olan toplumsal temel sınıf ise, kendi sanatı, edebiyatı, politikası, ahlakı, felsefesi, politik ideolojisi, basını gibi toplumsal düşüncelerinin ve politik partisi ve politik kuruluşları, sendikaları, meslek kuruluşları,  kültür kurum ve kuruluşları gibi toplumsal düşüncelerine uygun düşen  kurumsal örgütlenmeleri ile varolan üretim ilişkilerinin yerini, üretim güçlerinin ulaştığı gelişme düzeyine uygun düşen daha ileri bir  toplumsal üretim biçimine ait üretim ilişkilerinin alması ve bu üretim işikilerine uygun düşen yeni toplumsal üstyapının oluşması için egemen toplumsal temel sınıfa karşı ideolojik, politik ve ekonomik savaşım yürütür.

Yine yukarıda belirtmeye çalıştığımız gibi, egemen toplumsal temel sınıfın  toplumsal düşüncelerinden, kurum ve kuruluşlarından, toplumsal maddi ekonomik altyapı  ile doğrudan doğruya  yakından bağlantılı ve onu doğrudan doğruya yakından etkileyen devlet, hukuk, politik partiler ve politik kuruluşlar, politik düşünceler, politik ideoloji, bu sınıf savaşımında, egemen toplumsal temel sınıf için belirleyici bir etkinliğe sahiptirler; toplumsal maddi ekonomik altyapı ile dolaylı uzaktan bağlantılı ve onu dolaylı uzaktan etkileyen sanat, edebiyat gibi diğer toplumsal düşünceleri ve onlara uygun düşen diğer kurum ve kuruluşları ise, sınıf savaşımında belirleyici etkinliğe sahip olan devlet, hukuk, politik partiler ve politik kuruluşlar, politik düşünceler, politik ideolojiye bağlı olarak ikinci derecede bir etkinliğe sahiptirler ve ikinci derecede bir işlev görürler. Sömürülen ve baskı altında olan toplumsal temel sınıfın toplumsal düşüncelerinden, kurum ve kuruluşlarından, toplumsal maddi ekonomik altyapı ile doğrudan doğruya yakından bağlantılı, onu doğrudan doğruya yakından etkileyen kendi politik partileri ve politik kuruluşları, politik düşünceleri, politik ideolojisi, sendikaları, sınıf savaşımında, sömürülen ve baskı altında olan toplumsal temel sınıf için belirleyici etkinliğe sahiptirler. Toplumsal maddi ekonomik altyapı ile dolaylı olarak uzaktan bağlantılı ve onu dolaylı ve uzaktan etkileyen kendi sanatı, edebiyatı gibi toplumsal düşünceleri ve onlara uygun düşen kurumları, kuruluşları ise, bu sınıf savaşımında belirleyici etkinliğe sahip olan  politik partilerine ve politik kuruluşlarına, politik düşüncelerine, politik ideolojisine bağlı olarak ikinci derecede bir etkinliğe sahiptirler ve ikinci derecede bir işlev görürler.

Sınıflı toplumlardaki bu sınıf savaşımında, devlet, sınıf savaşımının merkezini oluşturur. Egemen toplumsal temel sınıf, sınıfsal çıkarlarının gerektirdiği varolan üretim ilişkilerinin koruyucusu,  sömürülen toplumsal temel sınıfı baskı altında tutma aracı olan kendi politik örgütlenmesini, devletini korumak ister. Sömürülen ve baskı altında olan diğer toplumsal temel sınıf ise, varolan üretim ilişkilerinin yerini, üretim güçlerinin ulaştığı gelişme düzeyine uygun düşen kendi sınıfsal çıkarlarının gerektirdiği daha ileri üretim biçimine ait üretim ilişkilerinin almasını ve bu yeni ileri üretim ilişkilerinin toplumsal üstyapısına ait kendi siyasal örgütlenmesini kurmak, kendi devletini örgütlemek ister.

Sınıflı toplumlarda, sınıf savaşımının merkezini oluşturan devlet sorununun çözümü,  devlet iktidarı sorununun çözümüne bağlıdır. Devletin politik karakterinin zorunlu gereği olarak, devlet sorununun ve devlet iktidarı sorununun çözümü,  politiktir; ancak, toplumsal temel sınıfların arasındaki politik savaşım ile çözülebilir. Devlet sorununun ve devlet iktidarı sorununun çözümü konusundaki politik savaşımda belirleyici olan, toplumsal temel sınıfların, politik partileri ve politik kuruluşları, politik ideolojileri, politik düşünceleridir; politikalarıdır.

Demek ki, sınıflı toplumlarda, sınıf savaşımının merkezini oluşturan devlet sorununun, devlet iktidarı sorununun çözümünde ve toplumun daha yüksek bir gelişme aşamasına ulaşmasında belirleyici olan, politikadır; sömürülen ve baskı altında olan toplumsal temel sınıfın politik partisi ve politik kuruluşları, politik ideolojisi, politik düşünceleridir; sanatı, edebiyatı ve  diğer toplumsal düşünceleri ve bu toplumsal düşüncelerine uygun düşen kurumları, kuruluşları , politik partisine ve politik kuruluşlarına, politik ideolojisine, politik düşüncelerine bağlı olarak ikinci derecede bir etkinliğe sahiptirler, ikinci derecede bir işlev görürler.

Demek ki, sınıflı toplumlarda, toplumun daha yüksek bir gelişme aşamasına ulaşmasında, ilerlemesinde, belirleyici olan politikadır; sanat ve edebiyat, politikaya bağlı olarak ikinci derecede bir etkinliğe sahiptirler, ikinci derecede bir işlev görürler.

Demek ki,  sanat, edebiyat, politikanın, gerek kendi aralarındaki ilişkilerde, gerek toplumsal maddi ekonomik altyapı ile aralarındaki ilişkilerde ve gerekse toplumsal üstyapıdaki diğer tüm toplumsal düşünceler, kurumlar, kuruluşlarla aralarındaki ilişkilerde , belirleyici etkinliğe sahip olan politikadır. Tüm bu ilişkilerde, sanat ve edebiyat, politikaya bağlı olarak ikinci derecede bir etkinliğe sahiptirler, ikinci derecede bir işlev görürler.

Demek ki,  sanat ve edebiyat, politikaya bağlıdır. Politikadan kopuk, politikadan bağımsız sanat ve edebiyat yoktur, varolamaz. Politika dışı, sanat ve edebiyat yoktur; politika dışı, sanat ve edebiyat varolamaz.

Demek ki , sınıflı toplumlarda, toplumsal üstyapıdaki egemen toplumsal temel sınıfın sanatı, edebiyatı, onun politikalarına bağlı olarak, onun sınıfsal çıkarlarından  ve varolan üretim ilişkilerinin korunmasından yanadır; egemen toplumsal temel sınıfın sınıfsal çıkarlarına ve varolan üretim ilişkilerinin korunmasına hizmet ederler; toplumun daha yüksek bir gelişme aşamasına ulaşmasına, ilerlemesine karşı, tutucu, gerici bir işlev görürler.

Demek ki, sınıflı toplumlarda, toplumsal üstyapıdaki sömürülen ve baskı altında olan toplumsal temel sınıfın sanatı, edebiyatı, onun politikalarına bağlı olarak, onun sınıfsal çıkarlarından ve varolan üretim biçimine ait üretim ilişkilerinin yerini, daha ileri bir üretim biçimine ait üretim ilişkilerinin almasından yanadırlar. Sömürülen ve baskı altında olan toplumsal temel sınıfın sınıfsal çıkarlarına ve varolan üretim biçimine ait üretim ilişkilerinin yerini, daha ileri üretim biçimine ait üretim ilişkilerinin almasına hizmet ederler. Toplumun daha yüksek  bir gelişme aşamasına ulaşmasından yana, ilerici bir işlev görürler.

Sınıflı toplumlardaki bu sınıf savaşımında, tarafsızlık yoktur. Ya, egemen toplumsal temel sınıfın yanındasınız; ya da, sömürülen ve baskı altında olan toplumsal temel sınıfın yanındasınız. Sınıf savaşımının merkezini oluşturan devlet ve devlet iktidarı sorunları, bu iki toplumsal temel sınıf arasında çözülecektir. Devlet ve devlet iktidarı sorunlarının çözümünde, üçüncü bir taraf yoktur; üçüncü bir olasılık yoktur. Bu nedenle de, bu sınıf savaşımında tarafsızlık yoktur, tarafsızlık olamaz.

Politikadan kopuk, politikadan bağımsız sanat ve edebiyat olmadığı, olamayacağı gibi; politikadan kopuk, politikadan bağımsız, sanatçı da, edebiyatçı da yoktur, varolamaz. Politika dışı, sanat ve edebiyat olmadığı, olamayacağı gibi; politika dışı, sanatçı da, edebiyatçı da yoktur, varolamaz.

Sanat da, edebiyat da; sanatçı da, edebiyatçı da, bu sınıf savaşımında nesnel olarak bir taraftadır. Tarafsız sanat ve edebiyat; tarafsız sanatçı ve edebiyatçı yoktur, olamaz. Ya, egemen toplumsal temel sınıfın sanatını ve edebiyatını yaparsınız; egemen toplumsal temel sınıfın sanatçısı, edebiyatçısı olarak onun sınıfsal çıkarlarına hizmet edersiniz; gerici, tutucu bir işlev görürsünüz; gerici, tutucu bir sanatçı, bir edebiyatçı olursunuz. Ya da, sömürülen ve baskı altında olan toplumsal temel sınıfın sanatını ve edebiyatını yaparsınız; sömürülen ve baskı altında olan toplumsal temel sınıfın sanatçısı, edebiyatçısı olarak, onun sınıfsal çıkarlarına hizmet eder, toplumun daha yüksek bir gelişme aşamasına ulaşmasına, ilerlemesine yardım eder, katkıda bulunursunuz; ilerici bir işlev görürsünüz; ilerici bir sanatçı, ilerici bir edebiyatçı olursunuz.

Sanatçı, edebiyatçı; bazan, sanat çalışmaları, edebiyat çalışmaları yaparken, politik tavrını açıkça ortaya koyar; kimin tarafında, kimin yanında olduğunu açıkça söyler. Ya, egemen toplumsal temel sınıfın yanında, onun çıkarlarına hizmet ettiğini; onun sanatçısı, onun edebiyatçısı olduğunu; gerici, tutucu bir sanatçı olduğunu, gerici , tutucu bir edebiyatçı olduğunu  ilan eder; sanat, edebiyat çalışmalarını da buna uygun olarak yapar. Ya da, sömürülen ve baskı altında olan toplumsal temel sınıfın yanında, onun çıkarlarına hizmet ettiğini; onun sanatçısı, onun edebiyatçısı olduğunu;  toplumun daha  yüksek bir gelişme aşamasına ulaşmasından , ilerlemesinden yana,  ilerici bir sanatçı, ilerici bir edebiyatçı olduğunu ilan eder; sanat, edebiyat çalışmalarını da buna uygun olarak yapar.

Sanatçı, edebiyatçı; bazan, açıkça politikadan söz etmeksizin, açık politik bir tavır almaksızın, sanat çalışmaları, edebiyat çalışmaları ile politik tavrını ortaya koyar, sergiler. Ya, egemen toplumsal temel sınıfın yanında, onun çıkarlarına hizmet eden; onun sanatını, onun edebiyatını yapan; onun sanatçısı, onun edebiyatçısı olarak toplumun daha yüksek bir gelişme aşamasına ulaşmasına, ilerlemesine karşı olan; gerici, tutucu bir sanatçı olduğunu, gerici , tutucu bir edebiyatçı olduğunu ortaya koyar, sergiler. Ya da, sömürülen ve baskı altında olan toplumsal temel sınıfın yanında, onun çıkarlarına hizmet eden; onun sanatını, onun edebiyatını yapan; onun sanatçısı, onun edebiyatçısı olarak toplumun daha  yüksek bir gelişme aşamasına ulaşmasından, ilerlemesinden yana olan;  ilerici bir sanatçı, ilerici bir edebiyatçı olduğunu ortaya koyar, sergiler.

Sanatçı, edebiyatçı; bazan da, “Sanat ve edebiyat politikanın üstünde, politikanın dışındadır.“, “Ben Politikanın dışındayım.“, “Ben politikanın üstündeyim.“, “Politikadan nefret ediyorum.“, “Politika temiz bir iş değil.“ gibi söylemlerle, politik tavrını, dolaylı ve örtülü bir şekilde ilan eder. Bu gibi söylemler, egemen toplumsal temel sınıfa sunulmuş “itaat ve hizmet“ mesajlarıdır; egemen toplumsal temel sınıfın ve onun kurumlarının, kuruluşlarının hizmetine girme başvurusudur; egemen toplumsal temel sınıfa, uşaklık etme başvurusudur. Bu sanatçılar, bu edebiyatçılar, egemen toplumsal sınıfın yanında, onun çıkarlarına hizmet eden; toplumun daha yüksek bir gelişme aşamasına ulaşmasına, ilerlemesine karşı olan; gerici, tutucu sanatçılardır, gerici, tutucu edebiyatçılardır.

 

Avukat Metin Özdemir

Berlin, 01.05.2014

 

---------------------------------------------------------

KAYNAKÇA:

Karl Marx, Friedrich Engels, ÜBER KUNST UND LITERATUR, EINE SAMMLUNG AUS IHREN SCHRIFTEN, Herausgegeben von Michail Lifschitz, mit einem Vorwort von Fritz Erpenbeck, Verlag Bruno Henschel und Sohn. Berlin 1948. Almanca basım.

Grundlagen der marxistischen Philosophie, Moskau 1958. Übersetzung: Manfred Börner, Peter Bollhagen, Otto Finger,  Ullrich Kuhirt, Fritz Kumpf, Helmut Mielke, Leon Nebenzahl, Erich Salewski, Hans Schulze, Nikolai Stscherbina. Wissenschaftliche Kontrollredaktion: Rudolf Herold, Günter Heyden, Alfred Kosing, Götz Redlow. Dietz Verlag GmbH Berlin – 1. Auflage 1959. Almanca basım.

Marxistische Philosophie, Leitung und Redaktion: Alfred Kosing, Autorenkollektiv: Manfred Buhr, Wolfgang Eichhorn I, Günter Heyden, Georg Klaus, Alfred Kosing, Günter Kröber, Vitali Stoljarow. 2. Auflage - Dietz Verlag Berlin – 1. Auflage 1967. Almanca basım.

Philosophisches Wörterbuch (1975): 11. Auflage, Band: 1, 2,  Herausgeber: Georg Klaus, Manfred Buhr, VEB Bibliographisches Institut, Leipzig

Dialektischer und historischer Materialismus, Herausgeber: Frank Fiedler, Horst Friedrich, Friedrich Richter, Martin Ruhnow, Hans Steussloff, Dietz Verlag Berlin 1983, Almanca basım.

DUDEN Band 10 - Das Bedeutungswörterbuch, Herausgegeben und bearbeitet von Wolfgang Müller  unter Mitwirkung  der Dudenredaktion: Wolfgang Eckey, Jürgen Folz, Heribert Hartmann,Rudolf Köster,Dieter Mang, Charlotte Schrupp, Marion Tunk-Nussbaumer, DUDENVERLAG, Manheim-Leipzig-Wien-Zürich, 1985, Almanca basım.

Orhan Hançerlioğlu, Felsefe Sözlüğü, Remzi Kitabevi, İstanbul, 1982

Orhan Hançerlioğlu, Felsefe Ansiklopedisi( Kavramlar ve Akımlar), Remzi Kitabevi, İstanbul, 1979

 

Ana sayfaya dönüş