Ana sayfaya dönüş

ALMANYA` DAKİ NEOFAŞİST GELİŞMELER ÜZERİNE

(05/2012)

          On yıllardan beri, Almanya’ da bir toplumsal olgu ile karşı karşıyayız. Toplumun belli bazı çevrelerinden insanlar tarafından belli bazı kesimlerinden insanlara karşı, çeşitli şekil, yöntem ve araçlarla, çoğu kez insan ölümü ile sonuçlanan saldırılar yürütülmektedir. Bu saldırılar, Hoyerswerda olayları ile insan grupları tarafından insan gruplarına karşı açıkça yürütülen ve can güvenliğini yok eden yeni bir niteliğe ulaşmış; Möln, Solingen, Lübeck olayları ile çocuk, yaşlı, genç, kadın erkek ayrımı yapılmaksızın, insanların uykularında yakılarak öldürüldüğü olaylar halini almıştır.

          Saldırılar,  durmadan her tarafta yürütülmektedir.

          Saldırıları yürütenler, önceleri, toplantı ve gösteri yürüyüşü yapma haklarını polis güçlerinin koruması altında kullanabilir bir durumda iken, şimdi, bu haklarını kullanırken , gerekli gördükleri an polis güçleri ile çatışmaya girer hale gelmişlerdir.

          Bir rastlantı sonucu ortaya çıkan son bilgilere göre,  Almanya’ nın çeşitli bölgelerinde, on üç yıl boyunca yakalanmadan, banka soygunları yapabilecek, polis memurlarını  yaralayıp öldürebilecek,  yabancı etnik kökenli insanların işyerlerine sabotajlar yapabilecek, silahlı saldırılar düzenleyip sekiz Türk ve bir Yunan kökenli insanı öldürebilecek güce ve örgütlülük düzeyine ulaşmışlardır.

          Bu toplumsal olguya karşı başarılı savaşım verebilmek  için, toplumsal olguyu doğru olarak belirlemek, tanımlamak, adlandırmak gerekir.

          Toplumsal olguyu doğru olarak belirleyip, tanımlayıp, adlandırabilmek için,  saldırıların kimler tarafından, kimlere yönelik olarak yürütüldüğünü; saldırıların arkasında hangi toplumsal, ekonomik ve siyasal güçlerin bulunduğunu doğru olarak belirlemek gerekir.

 

          SALDIRILAR, KİMLERE KARŞI YÜRÜTÜLÜYOR?

  • Saldırılar, toplumdaki yoksul ve güçsüz insanlara karşı yürütülüyor.

  • Saldırılar, toplumdaki evsiz-barksızlara, yaşlılara, sakatlara, homoseksüellere, bazı diğer etnik kökenli insanlara, siyasi mültecilere, işsizlere karşı yürütülüyor.

  • Saldırılar, yoksul ülkelerden gelen yoksul ve güçsüz insanlara karşı yürütülüyor.

  • Saldırılar, toplumun bu yoksul ve güçsüz insanlarına yardım etmek isteyen Hıristiyan din adamlarına karşı yürütülüyor.

  • Saldırılar, toplumdaki işçilerin, diğer çalışanların,  yoksul ve güçsüz insanların çıkarlarını siyasal olarak temsil ve korumayı üstlenmiş olan ve onlara yardım eden Alman solcularına karşı yürütülüyor.

        Saldırılar sınıfsal temelde yürütülmektedir.

 

          SALDIRILARI YÜRÜTENLER KİMLERDİR?

          Saldırıları yürütenlerin ve onların arkasındaki güçlerin ve örgütlerin belli bazı ortak özellikleri var. Bu güçler ve örgütler,

  • ırkçı,  kendi ırklarının üstünlüğüne inanan, diğer ulusları,  halkaları  aşağılayan ve onlara düşman ve saldırgan olan,

  • yabancı düşmanı, Yahudi düşmanı, İslam düşmanı olan,

  • sola ve solcuya düşman olan,

  • demokrasi ve özgürlük düşmanı olan,

  • şiddeti politik bir araç olarak uygulayan,

  • Militarist olan

  • emperyalist, hegemonyacı ve Avrupa Birliğinin şimdiki statüsüne karşı olan, güçler ve örgütlerdir.

  • Bu güçler ve örgütler, Alman faşizminin tüm mirasına sahip çıkan ve onun geleneksel özelliklerini taşıyan, bu mirasa ve geleneksel özelliklere güncel katkılar yapan; Adolf Hitler’ i doğal önder kabul eden;Nasyonal-Sosyalist Alman İşçi Partisi(NSAİP)’nin ideolojisi,  politikaları, yöntem ve araçları ile onun amaçlarına ulaşmak isteyen; onun tüm sembol ve işaretlerini üstlenen; kısacası onun devamı olmak isteyen güçler ve örgütlerdir.

 

          TOPLUMSAL OLGUNUN TANIMLANMASI VE ADLANDIRILMASI

          Bu toplumsal olgunun bazı nitelikleri var. Örneğin: Irkçılık, yabancı düşmanlığı, Yahudi düşmanlığı, İslam düşmanlığı, vs. gibi. Bu toplumsal olgu, nitelikleri ve niteliklerinin bir toplamı değildir. Bu toplumsal olgu, niteliklerine indirgenemez. O, niteliklerinden ve niteliklerinin toplamından başka bir şeydir. Bu bakımdan, onu bir veya bir kaç niteliği ile tanımlamaya ve adlandırmaya çalışmak yanlıştır. Örneğin: Bu toplumsal olguyu, IRKÇILIK , YABANCI DÜŞMANLIĞI, YAHUDİ DÜŞMANLIĞI, İSLAM DÜŞMANLIĞI vs. olarak, bazı nitelikleri ile tanımlamak ve adlandırmak , onu doğru olarak tanımlamaz ve adlandırmaz.

          Bu toplumsal olgunun niteliklerinden bir kaç  örnekle, bu konuyu kısaca açıklamaya çalışalım:

  • Irkçılık, bu toplumsal olgunun bir niteliğidir.

Ama, saldırılar ırk temelinde yürütülmüyor.

Saldırılar,  başka etnik kökenli tüm insanlara yönelik değil. Alman etnik kökenli olmayan, başka bazı etnik kökenli insanlar saldırılardan etkilenmiyor. Örneğin: Japonlar, Finler İspanyollar vs. saldırıya uğramıyorlar.

Buna karşın, Alman etnik kökenli olan belli bazı toplumsal kesimlerden insanlar da saldırıya uğruyor, yaralanıyor, öldürülüyor. Örneğin: Evsiz-barksızlar, sakatlar, yaşlılar, homoseksüeller, işsizler ve toplumun bu zayıf kesimlerine yardım etmek isteyen Hıristiyan din adamları ve Alman solcuları.

1990 yılından beri bu saldırılarda öldürülen Alman etnik kökenli insanların sayısı, öldürülen tüm diğer etnik kökenli insanların sayısından az değildir.

  • Yabancı düşmanlığı, bu toplumsal olgunun bir niteliğidir.

Ama, saldırılar yurttaşlık temelinde yürütülmüyor.

Başka bazı devletlerin yurttaşları saldırılardan etkilenmedikleri halde,  FAC yurttaşı olan bazı toplumsal kesimlere mensup insanlar saldırılardan etkilenmektedirler. Örneğin: İngiltere, Fransa, İsveç vs. yurttaşları saldırıya uğramıyorlar. Buna karşın, Arap, İran, Türk, Yahudi vs. kökenli Almanya yurttaşları saldırıya uğramakta, yaralanmakta, öldürülmektedir.

1990 yılından beri bu saldırılarda öldürülen Almanya yurttaşlarının sayısı, tüm diğer ülkelerin öldürülen yurttaşlarından az değildir.

  • Yahudi ve İslam düşmanlığı, bu toplumsal olgunun bir niteliğidir.

Ama, saldırılar Yahudilik ve İslamlık temelinde  yürütülmüyor.

Bu saldırılardan, sadece Yahudiler ve  Müslümanlar etkilenmemekte, onların yanında Hıristiyanlar, Budistler, ateistler de saldırıya uğramakta, yaralanmakta ve öldürülmektedirler.

Bu saldırılarda öldürülen Hıristiyanların sayısı, diğer tüm dinlerin öldürülen mensuplarından fazladır.

          Bu bakımdan, bu toplumsal olguyu  nitelikleri ile tanımlamak ve adlandırmak, onu doğru olarak tanımlamaz ve adlandırmaz. Eğer, bu toplumsal olgu doğru olarak tanımlanmaz ve adlandırılmazsa, toplumsal olguya ve onun nitelikleri olan IRKÇILIĞA, YABANCI DÜŞMANLIĞINA, YAHUDİ DÜŞMANLIĞINA, İSLAM DÜŞMANLIĞINA  ve diğer niteliklerine karşı da başarılı savaşım verilemez. Bu toplumsal olguya ve onun niteliklerine karşı başarılı savaşım verilebilmesi için, onu doğru ve açık olarak belirlemek,  tanımlamak ve kendi adı ile adlandırmak gerekir.

          Bu toplumsal olguyu sadece nitelikleri ile adlandırıp tanımlamanın, toplumsal olguya karşı verilecek savaşım için daha başka zararlı sonuçları da var. Evvela, toplumsal olgunun kendisi gerçek adı ile halka söylenmediği için, gerçek tehlikenin büyüklüğü de halka söylenmemiş ve halktan gizlenmiş oluyor. Sonra, halkın ilgisi sadece toplumsal olgunun nitelikleri ile çekilmek istendiği için, toplumsal olgunun kendisine karşı savaşımda halkın verebileceği destek, olgunun nitelikleri ile kazanılamamaktadır. Böylece, neofaşizme karşı savaşımda halkın verebileceği destek, yeterince sağlanamamaktadır. Bu bakımdan , toplumsal olguyu gerçek adı ile adlandırmak ve tanımlamak şarttır.

          Bu toplumsal olgu, çoğu kez “AŞIRI SAĞ” kavramı ile de adlandırılmaktadır. Gerçi  “AŞIRI SAĞ” kavramı, bu toplumsal olguyu da içeren bir kavramdır. Ama içeriği geniş bir kavram olup, sadece bu toplumsal olguyu değil, diğer tüm aşırı sağcı siyasal akımları da içermektedir. Bize, toplumsal olguyu tanıtıcı ve diğer aşırı sağ siyasal akımlardan ayırdedici  somut bilgi vermemektedir. Bu toplumsal olguyu dogru ve açık olarak belirleyip tanımlamadığı ve kendi gerçek adıyla adlandırmadığı için, diğer aşırı sağ siyasal akımlardan ayırdetmediği için, toplumsal olguya karşı başarılı savaşım verilmesine  yardım etmemekte, aksine, savaşımı zorlaştırıcı bir işlev görmektedir. Bu bakımdan, bu toplumsal olguyu, doğru ve açık olarak kendi gerçek adı ile adlandırmak gerekir.

          Bu toplumsal olgu, ideolojik ve siyasal bir toplumsal olgudur.

          Bu ideolojik ve siyasal toplumsal olgu, ekonomik ve toplumsal temellere sahiptir.

          Bu ekonomik ve toplumsal temeller, sınıfsal karakterlidir.

          Bu ideolojik ve siyasal toplumsal olgu, Almanya’ daki neofaşist siyasal harekettir.

          Neofaşist siyasal harekete karşı savaşım, ideolojik, siyasal ve ekonomik alanlarda yürütülmelidir.

 

          Avukat Metin Özdemir

          Berlin, 01.05.2012

Ana sayfaya dönüş